30.6.10

Edgar Allan Poe - Morgue Sokağı Cinayeti

“Hayatlarının herhangi bir çağında, düşüncelerinin vardığı bir takım sonuçları nasıl elde ettiklerini araştırmamış, böyle sıralamalar yapmaktan tat almamış kimseler pek azdır. Bu iş çoğu zaman ilgi çekicidir; hele ilk olarak deneyenler, başlangıç noktasıyla sonuç arasındaki uzaklığı, birbirini tutmazlığı görünce pek şaşırırlar. Fransızın bu sözlerini dinlediğim, söylediklerinin hepsinin doğru olduğunu kabul etmek zorunda kaldığım sırada, ne derece büyük bir şaşkınlığa kapıldığımı, artık siz kestirin. …” s.20


“Bitkindim –ölecek gibiydim, uzun işkence beni bitirmişti; bağlarımı çözüp oturmama izin verdikleri zaman duygularımın benden ayrılıp gitmekte olduğunu hissettim. Yargı –o korkunç ölüm yargısı- kulaklarıma parçalanmadan gelen son kelimelerdi. Ondan sonra engizisyoncuların sesleri tek kelimesi bile anlaşılmayan düşsel bir uğultu içinde erimeye başladı. Bu uğultu ruhuma dönme düşüncesini getirdi –belki de bir değirmen dolabının çıkarttığı sesi andırdığı için böyle bir düşünceye kapılıyordum. Biraz sonra o da kesildi, hiçbir şey işitmez oldum. Gerçi bir zaman daha gördüm –ama nasıl her şey büyüterek! Kara binişli yargıçların dudaklarını gördüm. …” s.70


“Hiçbir şeyi doğru düzgün göremeyecek kadar şaşkın bir haldeydim. Gözüme sadece korkunç bir büyüklük, bir ululuk çarpmıştı. Biraz kendimi toparlayınca aşağılara doğru baktım. Kayığın suların üstündeki durumunu, kuyunun dibini görmeme engel olmuyordu. Dümdüz bir çizgi üzerinde ilerliyorduk. …”


“Tepedeki köpük kuşağından boşluğa ilk kayışımız, bizi epeyce aşağılara indirmişti; ama artık düşüşümüz o kadar hızlı olmuyordu. Durmadan dönüyor, dönüyorduk –öyle hiç değişmeyen, tek düzenli bir hareketle değil- kayığı bazen sadece birkaç yüz metre, bazen de burgacın bütün çevresi boyunca savuran –sersemletici sallanış ve sarsılışlarla dönüyorduk. …” s.120–121